Bu Blogda Ara

19 Şubat 2011 Cumartesi



Zeytinli Ekmek:
 2 adet hazir ekmek hamuru veya
Yarim kiloya yakin elenmis un
1 paket  kuru maya
1 yemek kasigi toz seker
bir miktar tuz
1 su bardagi ilik su (un-tuz ve sekeri miktara gore azaltir veya cogaltabilisiniz)
250 gr kadar siyah cekirdegi cikarilmis zeytin 
Salca, kekik, zeytin yagi, istege bagli diger baharatlar...
Ustune surmek icin 1 yumurtanin sarisi.
Hazirlanisi
Hamuru  hazirlamak icin elenmis un, kuru maya, tuz, seker ve suyu koyup yumusak bir hamur elde edene kadar yoguruyoruz. Suyu azar azar katarsaniz daha iyi olur. Elde edilen hamurun uzerini nemli bir bezle kapattiktan sonra ilik bir yerde yarim saat kadar dinlendiriyoruz. Hamurun kabardigindan emin olunca, tekrar elimize alip birkac saniye daha yoguruyoruz. Hamurun buyuklugune veya tepsimizin buyuklugune gore hamuru iki veya daha fazla  parcaya boluyoruz, Elde edilen parcalari sivi yagla merdane veya elimizle incelterek aciyoruz, yarim cm. kalinligina gelince tekrar uzerini yaglayip zeytinli icten bolca koyarak heryerine yaydiriyoruz. Sonra kalin bir rulo yaparak rulonun en uc kismi biraz alta gelecek sekilde ( cunku hamur piserken kabardiginda o kismi acilabilir) yaglanmis tepsiye yerlestiriyoruz. Hamurlarin bu sekilde yerlesme islemi bittikten sonra 10-15 dk. bekletip uzerine cirpilmis yumurta sarisi surdukten sonra 180. derecede isitilmis firinna surun. Ayrica uzerine susam serperseniz daha guzel oluyor. Ben serpmeye unuttum. Uzeri kizarinca firindan cikarin ve tepsinin uzerini pecete ile orttukten sonra bir tepsi kapatin. Birkac dakika sonra yumusacik zeytinli ekmeginiz hazir olacaktir. Dilimleyip servis yapabilisiniz.
Afiyet olsun

BANUM ANNE OLUYOR

 Evet, zamani geldi artik. Yaavrumun yavrusu olacak ALLAH nasip ederse, Saat 12.00 gibi ilk belirtiler basladi. Aslinda aksamdan baslamisti. Ilk sizlamalar...Ben yatarken hemen giyebilecegim esyalarimi basucuma yine hazirlamistim bir haftadan beri oldugu gibi. Ama artik is ciddi. Acele ile kahvaltimi yaptim, banunun masaya oturmasini beklemeden. Zira benim kahvalti ile birlikte cay icmeden hicbir ise baslayamama gibi, bana gore iyi bir aliskanligim var. Anadan kalma bir aliskanlik. 35 yildir ne kendim, ne esim ve ne de cocuklarimi kahvalti ettirmeden salmadim. Cunku kahvalti etmez ve cay icmezsem korkunc basim agrir. Onu n icin bu sabah kendimi saglama aldim. alelacele kahvaltimi ettim. Ara sira agrilar basladi . Yuzu suzuldu yavrumun.  Bende de heyecandan kalp carpintilari basladi. Bu biraz heyecandan, biraz sevincten en cogu da yavrumun aci cekmeye baslamasindan kaynaklaniyor. Neler cekecegini biliyorum yavrum, cekecegin acinin dunyanin en kotu acilari oldugunu sanacaksin, bir ara ALIN artik sunu surdan diye bagiracaksin, bir daha mi asla diyeceksin belkide.... Sirtini, belini ovmamizi isteceksin, yaptigimiz masajlari hissetmeyeceksin bile acindan, benimse dua etmekten ve sana ha gayret kizim kurtulacaksin! demekten ve belki de gizli gizli aglamaktan baska birsey gelmeyecek elimden.. Ama biliyorum ki benim kizim bana benzer, acilara katlanmasini , onlarla basetmesini bilir. Bilir, cunku o hep basarmaya odaklamustir kendini. Yine basaracaksin kizim, her ne kadar biz yaninda olsak da sen kendi kendine basaracaksin. Yavrucunu kucagina alacaksin muhtemelen en gec yarin. Belki de bu gece. Veee hersey bitecek. Sanki hic yasamamis gibi olacaksin geride kalanlari. Ne tatli bir duygudur o, yavrusunu kucagina ilk kez aldigi zaman insanin inanasi gelmiyor.Bebeginin  O yumusacik, kadifeden de daha yumusak cildine ancak parmaginin tersi ile dokunma cesaretini bulacaksin. Misss gibi kokacak burnuna.... Icine cekeceksin o kokuyu. Evvlat kokusu... Ne guzeldir o...Allahim bunu ben mi dogurdum diyeceksin. Iste asil hayat bundan sonra baslayacak, yavrun hep senden once gelecek. Harika birsey bu. Senin cok iyi bir anne olacagini biliyorum kizim. Allah yardimcin olsun, Hayirlisiyla sen de yavrunu kucakla insallah. Yarin baska birgun olacak, Yarin HAYATININ ILK GUNU gibi olacak.

ATLETIZM HAKEMLIGIM

     Q klavyeden hic hoslanmiyorum. Hele ingilteredekilerde bir cok sesli harfimiz yok. eee ben de alismisim on parmak F klavye yazmaya 30 yildir, hele hele eski bir zabit katibi olarak... dusunun simdi ,yeni mahsul medeniyet klavyesinden cektigim iskenceyi ... amaan neyse. Zaman bize uymazsa biz zamana uyalim degil mi!
Tabi harflerin yerini bulablirsem!!! :))) ( bu da gulumsemeymis) 1999 Mayis ayinda memuriyetten emekli oldum. Benim gibi  yillarca cok aktif ve cok kritik mesleklerde calismis biri evde oturabilir mi? Hasan da o sirada isini kaybetmis, iflas etmis, henuz emekli olamamis, is bulamamis, kizlar okuyor, butun evin yuku omuzlarimda....
Zaten bu nedenle emekli olmustum. Birseyler yapmaliydim. Once emekli ikramiyemle borclarimizi odedim, cokaz kalan kismini o sirada universitede okuyan kizimin harcligi icin ayirdim.Gittim bir ajansa kayit oldum bir arkadasimin tavsiyesiyle. O sirada bursada Yanik Koza adli bir dizi film cekiliyordu. Zaman zaman cagirdiklarinda figuranlik yapiyordum. Ornegin sahne bir lokantada cekiliyorsa ben de diger arkadaslar gibi lokantada musteriydik gibi..... Sonra Flash Tv.nin ajansina kaydoldum, ordada Gercek Kesit diye bir dizi cekimi vardi, bu dizilerin bir kisminda anne rollerinde oynadim. Yani ucret olarak akmasa da damliyordu.Ama cok yoruluyordum. Insanlarin hakettigini de vermiyorlar aslinda. Haksizliga hic dayanamayan biri olarak bu is bana gore degildi. O sirada Genclik ve Spor il mudurlugu ,Atletizm hakemligi kursu acmisti. Hasan eski bir atlet ve kucuk kizim yuzucu oldugundan sahalardan uzak da kalamiyordum. sabahlari gidip kosuyordum. Hemen bu kursa katildim. Aksamlari verilen bir haftalik bir kurs, ardindan iki asamali sinav.. Veee ben aday atletizm hakemiyim artik. 23 yillik resmi bir ortamdan sonra figuranlik miguranlik ... benim icin olmuyordu.
Simdi bana gore bir ugras bulmustum artik. Ilk musabakam Gencler Turkiye Sampiyonasi. Benim elime bir kronometre verdiler. Profesyonel 5 Ulusal hakem arkadasa ayak uydurmam ve kronometreyi onlar gibi tam zamanli tutmaliydim. Cok heyecanliydim. Ama hic belli etmedim. Serde gurur varya, becermedi dedirtmem ben kimseye. Ama gercekten cok basarili oldum.Aslinda ben kronometreye aliskinim. Esim gencliginde maraton kosardi. Antremanlarinda ona kronometre tutardim Ama bu baska.. 2000 yilinda il hakemi, 2009 da Ulusal hakem oldum. Tabi sinavlara girerek. Kismetse 2 yil sonra Uluslararasi hakem olacagim. Atletizm Hakemligi baska birsey. Gonul Isi, oyle aman aman bir getirisi yok ama, farkli bir ortam. Musabakalara hazirlanmak icin aylarca ter doken genclerin, cocuklarin basarilarini gormek, hele varis hakemligi yapiyorsan....  sporcu kilometerelerce kosmus, tam varis cizgisine gelmis, kan-ter icinde  kendini yere atarken onu kucaklamak.. uzerine bulasan terini dusunmeden, yere dusmesini ,caninin acimasini onlemek... kazanmasi durumunda onun sevincini paylasmak bambaska birsey.... Hasanin kostugu yillardan bilirim. Her maratonda 8-9 kilo verrir, ayaklarinin alti kocaman kocaman su toplar, tirnaklari duserdi. O nedenle atletizm hep ilgimi cekmistir.
    Aramizda cok cesitli mesleklerden arkadaslarimiz var. Her yarista yaklasik 40-50 hakem bir araya geliyoruz, Ben de dedim ki, arkadaslar bir dernek kuralim, kimse cesaret edemedi. Kollari sivadim ve 2000 yilinda Bursa Atletizm Hakemleri Dernegini kurdum.Simdi arkadaslar devam ettiriyor. Cok da iyi oldu. Yarislar yapildiginda insallah bana da gorev veririler diye dort gozle bekliyorum. Bagimlilik gibi birsey bu is. Inanin 70 yasinda hakem abilerimiz sahalardan ayrilamiyorlar. Simdi  2 aydir londrada olmam nedeniyle pistlerden uzagim. donuste insallah yine orda olacagim.

12 Şubat 2011 Cumartesi

YENI DOGAN KOSTUMU ( elf sapkasi ve kulotu)

Acik kahverengi yunden ordugum bu kostum yeni dogan bebeklerin ilk fotograflarini cekmek icin kullaniliyor genellikle. Pirinc orguden olusan bu minik kulot bel kismindan bir ters bir yuz olmak uzere birkac sira lastik orguyle basliyor. lastikten sonra 10 sira kadar pirinc orgu oruluyor. sonra her sirada birer birer iki taraftan da eksiltiliyor. Bildiginiz ucgene benzer bir sekil ortaya cikiyor. Ag kismi olacak genislik oluncaya kadar eksiltmeye devam ediliyor.Bir 5 sira kadar ag kismi eksiltme yapilmadan oruldukten sonra bu kez iki taraftan da her sirada bir artirma yapilarak orulmeye devam ediliyor.Yeteri kadar artirma yapildiktan sonra yine on taraftaki gibi 10 sira artirmadan orulerek bel kismina gelindiginde lastik orgu ile bitiriliyor. Ancak eger dugmeler arka tarafa dikilecekse on pacanin lastigi iki taraftan da daha uzun oruluyor ve uc kisimlarina ilik aciliyor. Ben dugmeleri one diktigim icin arka parcanin lastik kismina geldigimde iki taraftan da 10 ar ilmek atarak artirdim.Ana parcanin orulmesi bittiginde paca kisimlarini ip atmak suretiyle sise takarak lastik ordum ve bu is de bittiginde de yanlarindan diktim. Dugmeleri ve minik bir aplike ile zenginlestirdim.


Sapkanin da  ilmegini saymadim dogrusu, yeni dogacak minik bir bebegin kafasina gore tahmini ilmek atarak lastikle basladim. Bir miktar ordukten sonra birkac sira pirinc orgu ile zenginlestirdim ve birkac yerinden SIK SIK eksiltmek sureti ile istedigim uzunlugu saglayana kadar ormeye devam ettim.3 ilmek kaldiginda orguyu bitirdim.Elde ettigim hafif bombelesmis ucgeni diktim ve ucuna da ponpon taktim. Cok guzel bir takim oldu,
Ayy dayanamadim, beyefendinin kostumune bir de papyon yapayim dedim ve epeyce ilmek atarak hemen birkac sira haroso ordum ve bitirdim. tam ortasini fiyonk seklinde diktim. Insallah ilk fotografinda cok yakisir minigime.

BEBEK SEKERLERI

 Torunumu ziyarete gelenlere ikram etmek icin kizim intenetten cesitli secenekler arastiriyordu, ben de benim yapabilecegimi soyledim. evde cok guzel bir mavi yun vardi. 15 ilmekten minik minik patikler ordum. Banu da kestigi mavi tullerin icine lavantalar doldurup tulleri bagladi ve patiklerin iclerine yerlestirdi. tullerin uclarini biraz kestik.mavi kurdeladan fiyonklar yapip patiklere diktik. kizim bilsayarda "hosgeldin doruk dogan" yazisi yazdi. ayrica intenetten minik minik mavi boncuk resimleri indirip printerden cikartti ve bunlari da tullere zimbala-dik.sonra kucuk magnet (miknatis)leri yapistirdik. boylece ayni zamanda buzdolabi susu olarak da kullanilabilirler.

KANAVICE RUNNER..

Bu isim bana cok yabanci geliyor. Bu yil cok moda. masalarin uzerine konulan dar uzun ortuler. Aslinda ben bunu 6 yil once dusunup yaptim. Hem de annemin benim ceyizim icin elleriyle islemis oldugu bir yastik sargisindan yaptim. Annemin gencliginde patiskaya ebrulu renklerlde koton iplerle sarmasik gulleri isleyerek hazirladigi yastik sargisini yillarca kullandim. kumasin beyaz olan orta kismi cok eskimisti. napabilirim diye dusundum. cunku kenarlardaki kanevice isleme cok guzeldi. Kumasin eriyen kisimlarini islemelere kadar kestim. evde hazir bir dantelim yoktu. ara danteli olsa daha iyi olacakti. Ben de hazir dantel alip iki islemeli parcanin arasina dikerek birlestirdim. Sonra islemelrin icindeki ebrulu renklerden birine uygun olmasi icin yine acikli koyulu yesilden olusan perde puskulu aldim ve elde ettigim dikdortgenin etrafina diktim. Bana gore cok guzel bir ortu ortaya cikti, Kizimin ceyizine koydum, Sagolsun O da onu londraya kadar getirerek masasinda kullaniyor. Bence boyle eski islemelerden faydalanabiliriz.



ICIMDEN GELDIGI GIBI

Biliyormusunuz bundan iki yil once birgun arkadaslarla ucaga binme konusunda konusuyorduk. Aslinda ucaga binmeyi cok merak ediyordum, ama nasil binecektim ki... nereye gidecektim...Hayal bile edemiyordum. Sadece gokyuzune bakip ic gecirmistim, Bu konusmadan bir yil sonra gecen yil temmuz ayinda Hasan'la ( kendisi kocam olur) birlikte kendimizi Pegasusda Londra yolunda ucarken bulduk. Ben cocuklugumdan beri sadece ruyalarimda ucardim. Ruyamda birseylerden korkup kacmak icin kosmaya ihtiyac duymazdim. Yuksekce bir yere cikar kollarimi yukari uzatir ve goge yukselirdim. Sonra yukari, hep yukari ucardim. o kadar yukselirdim ki asagiya baktigimda icim urperirdi, Butun ruyalarimda bu hep boyle olurdu. Aslinda cocuklugumda da ben boyleydim. Yukseklere cikmayi cook severdim. Iki oda bir sofali evimizin arka bahcesinde kocaman ceviz, elma ve dut agaclari vardi. Ben her zaman en buyuk ceviz agacini secer, tirmanabildigim en yuksek dalina cikar oturur, ordan Bursayi seyrederdim.Agaca cikamadigim zamanlarda da evimizin damina cikar iki catinin birlestigi omurgada oturur yine bursayi seyrederdim. Bu arada evimiz Bursanin kustepe denilen tepelerinden birinde yemyesil bahceler ve agaclar icindeydi. Her ilkbahar ve yazin her taraf mor menekse, papatya ve sari ciceklerle doluydu.Her tarafta cesit cesit kelebekler ucusurdu. Nerden nereye atladim degil mi???? Ara sira gokyuzunde
bir ucak sesi duyardik. Tabi o zamanlar ( 50 yil oncesinden bahsediyorum) ucak degil, tayyare denirdi. Sesi duyar duymaz  gozden kaybolana kadar "tayyare bilet at diye bagirirdik." kosaaar dururduk. Bunlar gokyuzunde nasil duruyor diye dusunur dururdum. Belkide ruyalarimda da o nedenle ucardim. Kimbilir!!!!
ama iste gecen yil ucakla londraya giderken cocuklugum, kelebekler,aagaclara tirmanip en yuksek dalda oturmam, tayyarelerin pesinde kostuklarim, son olarak da ucaga binme konusunda arkadaslarimla konustuklarim bir bir gozumun onunden film seridi gibi gecti.
    -  Hasan... dedim.
    -  Biz ucuyoruz.Inanamiyorum!!!
Ucaklarin tum hizlariyla giderken ozellikle bursadan askeri jet ucaklari cok gecerdi, arkalarinda biraktiklari
bembeyaz dumandan olusan kilometrelerce uzunluktaki cizgileri izlemek icin boynum aciyana kadar gokyuzune bakarken simdi de ben ordaydim. Hayalim gerceklesmisti. Cok mutluydum. Hayatimda cok az mutlu oldugum anlardan biriydi.Yanaklarimdan yaslar suzuldu. En onemlisi de kizlarimi gorecektim. Bazilarini yuksekten korktuklarini duyarim. Onlari anliyorum, saygi duyuyorum. Ama yukseklerden asagilari seyretmek de cok guzel be. Harikaydi. cam kenarindaydim ve avrupanin uzerinden gecerken her kareyi tek tek ezberlercesine seyrettim.
   -   Allahim sana sukurler olsun. Dedim.
Bana bu olanagi sagladigin icin tesekkurler Yavrum, ILK GOZ AGRIM  benim.

11 Şubat 2011 Cuma

SANDALYE MINDERLERI..

Perdeleri diktigimi daha once burda anlatmistim. Ayni kumastan sandalye minderleri de diktim, sira masa ortusunde,haa, bu arada kucuk kizim ben ona tatli kabagim diyorum, evindeki bir mindere perdesinin kumasindan ayirdigikumasi dikmek istemis, olculerini almis, hatta kumasi mindere gore kesmis. ama kumas hayli kaygan oldugundan kendine guvenememis yavrum, almis koca minderi ablasina getirmis bana dikktirmek icin,geldiginde hava yagisliydi da bir hayli gulduk. ama bayagi guzel kesmis, mindere uydurmus tatlim benim.biraz duzeltmeden sonra minderi diktim.Yani minder de biraz degisik birseydi. iki kisilik koltuk buyuklugunde ust kismi kisa alr kismi bir hayli uzun bir ucgen.aferin benim minigime bayagi uydurmus kumasi, zaten o cizim konusunda bir hayli beceriklidir. cook guzel cizimleri var,kumaslar konusunda ve kesimde de bu yuzden bayagi becerikli.aksam olunca yine minderini bu defa yeni yuzuyle birlikte yuklenip gitti. dunu de torunumu beklerken boyle gecirdim.

7 Şubat 2011 Pazartesi

MUTFAK PERDELERI

Dun sabahtan gece 02,00 ye kadar banunun mutfagi icin perde diktim. Gecen gun kumascida kalin keten bir kumas gorduk, mutfak perdesi ve sandalye minderi icin idealdi. Kizim hemen 5 mt, aldi. ama dun dikmek icin zaman buldum, Bu kumasa  bir de duz pembe ketenden pervaz icin kumas aldik. dun gece bitirdim, utuledim ve taktim,Cok guzel oldu. askilarinin uclarina ismini tam bilmiyorum  cirt denilen kapatilip acilabilen  seylerden diktim. perdeler daha cabuk cikarilip takilabilsin diye, banu cok begendi,Simdi sira masa ortusu ve sandalye minderlerinde.

5 Şubat 2011 Cumartesi

londradayim

23 araliktan bu yana londrada kizlarimin yanindayim. Ayyy!!! onlar benim kizcelerim, canlarim.buyuk kizim banucum birkac gun icinde allah kismet ederse dogum yapacak, oglu olacak, masallah cok saglikli ve duzenli bir hamilelik geciriyor, bir ay icinde gecirdigi agir grip haric. simdi iyi masallah. hepimiz cook heyecanliyiz.artik iyice agirlasti. ama yine de cok gayretli yavrucugum.Ankaradan misafirimiz vardi, onu gezdirmek adina surekli araba kullandi, disari cikti, gezdi.ama cook zorlaniyor. ama az kaldi, sadece birkac gun.... ilk kez anneanne olmanin heyecanini yasiyorum. ama oncelikle kizimin sagligini dusunuyorum, hayat boyle bir sey iste, herkes kendi yavrusunu dusunuyor... burda hava genellikle soguk, biraz gunesli.,  biraz yagisli.ama biz biraz alisveris biraz dikis,  biraz ev isi yogun bir sekilde ugrasiyoruz. evde iki tane harika kedi, bahcede akita cinsi kocaman bir kopek var, o da cok sevimli, kedilerle aram zaten iyidir, benim de kedim var bursada. akilisle (kopegimizin adi) cok kisa surede anlastik. harika bir kopek, hem turkce hem de ingilizce anliyor, artik mamasini yanina cikip verebiliyorum, onu sevebiliyorum.