Londraya bahar cok erken geldi. Cadde ve sokaklardaki butun agaclar cicek acti, ama boyle cicekli agaclari ilk kez goruyorum. Gorseniz hepsi sanki ayri ayri birer meyve agaci gibi cicekli. Inanilmaz guzel. Elimden geldigince fotograflarini cekiyorum. Bahcelerdeki cicekleri anlatmaya gerek duymuyorum zaten.Burda insanlar bahcelerine, dogaya, cocuklarina ve hayvanlarina cok onem veriyorlar. Disariya ciktigimda sokaklarda yururken doganin butun gucuyle ciceklendirdigi agaclarin arasindan yurumek buyuk bir haz veriyor bana. arada bir ruzgar estiginde yuzume yoldan kalkan toz toprak degil de, yerlerdeki bembeyaz ya da pembe cicek yapraklari vuruyor. Icimden agaclardaki butun bu guzel cicek yuklu dallarini alip evdeki vazolara da doldurmak geliyor. Bahcelerde, bizim artik kolay kolay daglarimizda bile bulamadigimiz mor menekseler acmis. OOOOh bahari cok seviyorum.
Bu sabah torunum her nasilsa uyuyor, oysaki her sabah saat 06.00 da uyanir ve saat 10.oo na kadar uyumazdi, aman masallah diyeyim.Biraz buyuk olsa onu arabasina koyup parka gotururdum ama, daha 1,5 aylik. Uyanik oldugunda cabuk SIKILIYOR ve agliyor. Daha basini bile tutamiyor kucuk sincabim benim. Iki hafta sonra Turkiye`ye donuyorum. Ayyy onu cok ozluyecegim. Onun kokusunu, dudagini kivirarak aglayisini, yuzume gulup agu deyisini, kakasini yapmak icin yumruklarini SIKIP dilini isirip kipkirmizi bir halde IKINMASINI, sonra alttan cort diye ses ciktiginda kaka yaptigi icin hepimizin sevinmemizi ... herseyi ozluyecegim. Banu hemen tekrar geri gelmemi istiyor. Ama dedemiz ve kedimiz FISTIGIn durumlarini ayarlamak lazim once. Cok yalniz kaliyorlar. Yoksa ben geri gelmeyi cok istiyorum. hayirlisi bakalim.
Ama izleyicilerinden hic yorum alamiyorum uzgunum.
Heeeeyyyy nerdesiniz??????
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder